1 Nisan 2016 Cuma

ÖNEMİ BİLİNMEYEN BİR HAFTA

                                       
Ülkemizde mart ayının son haftası 1964 yılından beri Kütüphaneler Haftası olarak kutlanır. Evet dile kolay 52 yıldan beri kütüphaneler haftasını kutluyoruz.
Üzülerek söylüyorum ki birçoğumuz bu haftanın varlığını bile bilmiyor. Kağıt üzerinde kutlanan bir hafta olarak kalıyor ne yazık ki.
Peki böyle bir önemli haftanın bilinmemesinin ve kutlanmamasının ayıbı kime ait?
Ortada toplumu ilgilendiren bir ayıp varsa tabi ki sorumlusu halkımız(!) Bütün suç halkımızda deyip kısa yoldan suçluyu da bulu veriyoruz hemen.
Gönlümüzü daha çok rahatlatmak için suçun nedenlerini de sıralıyoruz. Bizim halkımız kitap okumayı ve kitapları sevmiyor, kütüphaneleri sevmiyor, hatta kütüphanelerde durmaktan dahi nefret ediyor, durum böyle iken bu halk nasıl Kütüphaneler Haftasını kutlasın.
Tamam kabul ediyorum bu konuda batı toplumuyla bizim toplumumuzu karşılaştıracak olursak onlardan birkaç adım geriyiz ama bütün suçu da halkımıza yıkmak yakışı kalmaz.
Geçtiğimiz mart ayında bu konuyla ilgili medyada kaç tane habere rastladınız? Yada bu konuyla ilgili kaç tane yazı okudunuz? Hangi kanallar kütüphaneler haftasından bahsetti? Hangi devlet büyüğü ya da siyasi parti liderleri çıktı da halkımızın kütüphaneler haftasını kutladı? Her gün medyada o kanal benim bu kanal senin diyerek dolaşan aydınlarımızdan hangisi kütüphaneler haftasından bahsetti?
Yaşadığımız ilde ya da ilçede hangi belediye başkanı halkının Kütüphaneler haftasını kutlayan bir pankart astı? (ama seçim zamanı olsa akla gelmeyecek haftaların, günlerin kutlamalarının yazılı olduğu pankartlar her yerde asılı olurdu.)
Öğretmenlerimden kaç tanesi kütüphaneler haftasından bahsetti, bu konu hakkında etkinlik hazırladı?
Bence sorunu halkımızda aramak yerine bu ülkeye yön veren insanlarda aramamız daha doğru olacak.
Bir öğretmenin görevi öğrenciyi hayata hazırlamaktır sınıfta ders saati süresince müfredata bağlı kalarak ders anlatmak değil. Öğrenciyi hayata hazırlamanın yolu da kitaplardan geçmektedir.
Siyasi liderlerin ve aydınların görevi halkı bilinçlendirmektir kanallarda gündem yaratmak değil. Halkı bilinçlendirmekte kitaplardan ve okumayı teşvik etmekten geçmektedir.
Görüldüğü üzere her şey kitaplardan, okumaktan geçtiği halde bu ülkeye yön veren kişi ve kurumlar üzerine düşen görevi yapmamaktadır. Bu halk cahil geldi cahil gider mantığıyla hareket etmektedirler.
Senelerdir halkımız evlilik programlarıyla, çeşitli esrarengiz dizilerle, adada yapılan yarışmalarla, çocuklarımız ve gençlerimiz akıllı telefonlarla, bilgisayar oyunlarıyla, sosyal medyanın gereksiz uygulamalarıyla uyutulup gitmektedir.
Burada halkımıza düşen görev dalıp gittiği uykudan uyanıp kitaplara sarılmak, okumak ve daha çok okumaktır. Ancak bu şekilde bilinçli bir vatandaş olup ülkemizi ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği muasır medeniyetler seviyesine ulaştırabiliriz.
Sözlerime son vermeden önce bütün okul yaşantım boyunca Kütüphaneler Haftasına vurgu yapan tek hocam olan ve benim hayatımda farkındalık yaratan sayın Şerif Kutludağ hocama bu konuda göstermiş olduğu duyarlıktan dolayı teşekkürü borç bilirim.

Geçmiş KÜTÜPHANE HAFTAMIZ herkese kutlu olsun…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder